Ambalajlama; gıdanın depolanması, raf ömrü ve tüketiciye ulaşması anına kadar uygun koşullar altında saklanabilmesi için uygulanan bir işlemdir.
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nde bulunan ambalajlama kuralları şöyledir;
a) Türk Gıda Kodeksinde yer alan tüm gıda maddelerinin ambalajlanması zorunludur.
b) Ambalajlanmış gıda maddesi, ambalajı değiştirilmediği veya açılmadığı sürece gıda maddesine erişilmez durumda olmalıdır.
c) Ambalaj materyali üzerinde izin tarihi ve numarası ile üretici firmanın adı, bulunduğu il ve plastik materyalin kimyasal adlarının baş harfleri belirtilmelidir.
d) Gazete ve gıda ambalaj materyali olarak üretilmemiş basılı ve yazılı kağıtlar, yeniden işlenmiş kağıtlar ve plastikler gıda ambalaj materyali olarak kullanılmazlar.
e) Yumurta violleri, meyve violleri ve gıda ile direkt temas etmeyen oluklu mukavva kutu üretiminde bu yönetmeliğin 21 inci maddesindeki kriterleri sağlamak, ürün özelliklerine ve tekniğine uygun üretilmek kaydıyla yeniden işlenmiş kağıt kullanımına izin verilir.
İyi bir ambalaj materyali şu özelliklere sahip olmalıdır;
Ürünü temiz tutmalı, kirlilik ve diğer kontaminantların gıdaya bulaşmasına engel olmalıdır.
Besin kayıplarını en alt seviyede tutmalıdır.
- Ambalajın dizaynı; taşıma, dağıtım ve rafta tutulması sırasında koruyucu olmalı ve elle rahatlıkla tutulabilir şekilde olmalıdır. Ambalajın şekli, büyüklüğü ve ağırlığı önemlidir.Gıdanın orijinal şeklini, büyüklüğünü ve ağırlığını muhafaza etmelidir.
- Ambalaj materyali gıdayı kimyasal ve fiziksel tehlikelere karşı korumalıdır (Örneğin oksidasyon, ışık, mekaniksel darbe…).
- Ambalaj materyalinin üzerinde gıdanın içeriği, en uygun kullanım ve saklama koşullarını belirten bir etiket bulunmalıdır.
- Ambalaj materyali albeniyi arttırıcı biçimde, ürünü en iyi şekilde temsil edecek şekilde tasarlanmalı ve kullanımı kolay olmalıdır.
Ambalajlama Materyalleri
Ambalajlama materyalleri genel olarak 4 gruba ayrılır.;
Cam esaslı ambalaj materyalleri,
Kağıt esaslı ambalaj materyaller,
Metal esaslı ambalaj materyalleri,
Plastik esaslı ambalaj materyalleri,
Bunun dışında dokumalar, pamuktan, keneften, kenevirden ve tahtadan yapılmış materyaller de vardır.
- Dokumalar: şeker, un, tuz vb.,
- Pamuktan yapılmış materyaller: hububat, kahve taneleri vb.,
- Kenevirden yapılmış materyaller: sert kabuklu meyveler vb.,
- Tahtadan yapılmış materyaller: meyveler, sebzeler, çay vb.,
ürünlerin ambalajlanmasında kullanılır.
Cam Esaslı Ambalaj MateryalleriCamın gıda ambalajı olarak başlıca olumlu özellikleri şunlardır:
- Cam, kimyasal açıdan inert bir maddedir, gıda ile herhangi bir tepkimeye girmesi ve korozyona uğraması söz konusu değildir.
- Cam, içini gösterdiği için, tüketici nasıl bir mal almakta olduğunu görebilir. Aynı nedenle üretici, iyi bir sınıflandırma, doldurma vs. gibi önlemlerle malını adeta dekore ederek satabilme şansına sahiptir.
- Gaz geçirmez, UV ışığı geçirmez. Ancak, normal yeşil camın UV geçirdiği unutulmamalıdır.
- Gıda maddesinde oluşan bir bozulma kolaylıkla görüldüğünden, üreticinin bunları ayırdıktan sonra piyasaya verme, tüketicinin ise böyle konserveleri satın almama şansı vardır. Buna karşın teneke kutulardaki gıdalarda bozulma olup olmadığı, sadece kutuda bombaj oluşmasıyla anlaşılabilmektedir.
- Kavanozlar, genelde tüm cam kaplar, defalarca kullanılabilmektedir.
Cam kapların olumsuz özelliklerinin bazıları ise aşağıda verilmiştir:
1. İçini gösterdiğinden, üreticinin ayıklama, sınıflandırma ve doldurma gibi işlemlerde çok titiz davranması gerekmektedir. Bu şüphesiz üreticiyi zorlayıcı bir faktördür.
2. Camın ağır oluşu taşımada daima sorunlar oluşturmaktadır.
3. Darbe, termal şok ve aşırı iç basınç gibi etkilerle kolaylıkla kırılması,camın kullanılmasını oldukça sınırlamaktadır.Gerçekten camın çabucak kırılması üretim, taşıma, depolama ve satışta sorunlar oluşturmaktadır. Konserve üretimi sırasındaki kırılmalar, bazen işlenmekte olan gıda içine cam kırıklarının karışma olasılığı gibi önemli sorunlar doğmasına neden olmaktadır.
4. Kavanozların sterilizasyonunda, birçok kapak tipleri, oluşmuş aşırı iç basıncı yenemediklerinden, kavanozlar kırılabilmektedir. Bu durum, kavanozlara sterilizasyon uygulamasını zorlaştırıcı bir faktördür.
5. Camın ışık geçirmesi ise, içerdiği gıdanın renginin bozulmasına neden olmaktadır.
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine göre cam ambalaj materyallerinin kullanımı ile ilgili kurallar şöyledir:
a) Cam ambalajlarının tipleri, büyüklükleri ve biçimleri çok çeşitli olmakla birlikte gıda maddeleri için kullanılanlar beş grup altında toplanabilir:
· Bira, meşrubat ve maden suyu şişeleri
· Kavanozlar, süt, meyve suyu ve ketçap şişeleri
· Su şişeleri
· Alkollü içki ve şarap şişeleri
· Sürahi, damacana gibi şişeler
Kağıt Esaslı Ambalaj MateryalleriGıda ambalajlanmasında kullanılan kağıt ve levhaların çoğu odun bazlıdır. Geri dönüşümlü kağıttan yapılan levhalar da vardır, fakat gıda ile direk temasta bulunmazlar.
Kağıt hamuru, odundan mekanik bir işlem ile elde edilir. Bu elde edilen hamur alkalin çözeltisi ile işlem görürse
SÜLFAT hamuru; asit çözeltisi ile işlem görürse
SÜLFİT hamuru elde edilir. Sülfat hamurundan elde edilen kağıt, sülfit hamurundan elde edilen kağıda göre daha sert ve dayanıklıdır.
Gıda ambalajlama işlemlerinde en çok kullanılan ambalaj kağıtları şunlardır:
Kraft kağıdı: Sülfat hamurundan elde edilir. Mekanik dayanıklılığı iyi olan genel amaçlı bir paketleme kağıdıdır. Genellikle un, şeker, sebze ve meyvelerde kullanılır.
Sülfit kağıdı: Sülfit hamurundan elde edilir. Kraft kadar dayanıklı olmayan bir genel paketleme kağıdıdır. Sebze meyve paketlemede ve bisküvi ambalajlarında iç kağıt olarak kullanılır.
Yağ geçirmez kağıt: Sülfit hamurundan elde edilir ve sıkı bir yapıya sahip olması için ciddi mekanik işlemlerden geçirilir. Et, balık ve süt ürünleri paketlemesinde kullanılır.
Bitkisel parşömen: Kimyasal
yapının sülfürik asit banyosundan defalarca geçirerek elde edilir. Daha sonra yıkanır, nötrlenir ve kurutulur. Bu işlem yüzey bölgesindeki gözenekliliği azaltır ve yağ direncini artırır. Yağ geçirmez kağıttan daha iyi bir nem direncine sahiptir.
İnce kağıt : Açık yapılı bir kağıttır. Hassas yapıdaki ürünlere destekleyici bir koruma sağlamak için kullanılır. Ör: Meyve,sebze v.b.
Neme dayanıklı kağıtlar: Hamura reçine katılarak elde edilir. Diğer kağıtlara göre, ıslakken dayanıklılığını korur .
Kaplanmış kağıtlar: En yaygın görülen çeşitleri şunlardır:
- Mumlanmış kağıt: Isı geçirmez; suya ve su buharına karşı orta düzeyde bir direnç sağlar.
- Plastik kaplanmış kağıt:Kullanılan plastiğe göre farklı karakter gösterir. Su buharına, gazlara, uçuculara, yağlara vb. direnç sağlar.
Kağıt Levhalar (Katlanabilir Kutu Levhalar): En fazla 0.30 mm kalınlığındadır.
Üç ana çeşidi vardır:
- Zayıf levha: Geri dönüşümlü kağıttan elde edilir. Bulanık gri bir renge sahiptir ve mekanik olarak zayıftır. Çok seyrek olarak doğrudan gıdayla temas eden yüzeyde bulunur. Daha çok önceden paketlenmiş bir gıdayı korumak için kullanılır. Ör: Kahvaltı gevrekleri.
- Dubleks levha: Kullanılmış kağıt ve saf hamur karışımından oluşur. Bazı dondurulmuş gıdalar, bisküviler, kekler ve benzeri ürünler için kullanılır.
- Katı beyaz levha: Tümü tamamen açılmış kimyasal hamurdan elde edilir. Bazı donmuş gıdalar ve özel koruma isteyen diğer gıdalar için kullanılır. Kağıt levhalar ayrıca mumlanmış, polietilen, polivinilklorit ve poliamidle kaplanarak kullanılabilirler. En sık kullanılan kağıt levha çeşidi kartondur.
Şekil verilmiş kaplar: Suyla işlem görmüş kağıt hamuruna, basınçla veya vakumla şekil vererek ve kurutarak elde edilir. Koruyucu özellikleri iyidir ve kap içinde hareketi en aza indirger. Ör: Yumurta kapları, kağıt sepetler , meyve kutuları ve cam şişeler için kutular.
Lifli levha: İki çeşittir:
·
Katı lifli levha:Genellikle bir veya iki tarafı Kraft kağıdıyla kaplanmış bir
zayıf levha içerir.
·
Oluklu mukavva:Bir veya daha fazla katman, düz kağıt levha arasına oluklanmış materyalden oluşur. Oluklandırılmış malzeme
zayıf levha, kaba mukavva veya yarı kimyasal hamurdan yapılan bir levha olabilir. Kapların yapımında tek, çift ya da üç kat levha duvarı kullanılabilir. Ayrıca, kaplanmış mukavvalar da bulunmaktadır. Kullanılan mukavvanın yapısı, gereken sertliğe ve desteğe bağlıdır. Mukavvalar genellikle önceden ambalajlanmış ürünler için kullanılır. Ör: konservelenmiş, şişelenmiş veya kartonlanmış ürünler; tereyağı, meyve, sebze ve yumurta gibi gıdalar.
Gelişmiş Ambalajlar: Gelişmiş ambalajlar, genellikle birkaç ambalaj çeşidinin birleşiminden oluşur. Ör: Silindirik kağıt levhadan oluşan bir gövde,ve metal ya da plastikten oluşan bir taban gibi… tuz ambalajları, çikolata, dondurma, meyve suyu vs.
Metal Esaslı Ambalaj MateryalleriMetal ambalajlar bir çok gıdada çok sık olarak kullanılmaktadır. Bugün konserve, reçel, hayvan mamaları, tatlılar, çaylar, kahveler, meşrubatlar ve spreyler gibi birçok ürünün saklanmasında metal ambalajlar kullanılmaktadır.
Geri dönüşümlü olduklarından tekrar değerlendirilebilirler.Bir ton kalay kaplı çeliğin geri dönüştürülmesi sonucu 1,5 ton demir cevheri ve 0,5 ton kok kömüründen tasarruf edilmektedir. Hammadde olarak demir cevheri kullanmak yerine metal ambalajların geri dönüştürülmesi enerji sarfiyatını % 70, hava kirliliğini % 30 ve su kirliliğini % 60-70 azaltır. Bugün, tüm dünyada dakikada yaklaşık 108.000 alüminyum kutu geri dönüştürülmektedir. Orijinal hammadde kullanmak yerine geri dönüşüm yoluyla üretilen her bir alüminyum kutunun üretiminde % 95 daha az enerji harcanmaktadır.
Metal esaslı ambalaj materyallerinin kullanımı hakkında Türk Gıda Kodeksinde (Madde 22) çeşitli tanımlamalar yapılmıştır ve ambalaj üretiminde bu tanımlamalara uyulması gerekmektedir.
Madde 22- Metal esaslı ambalaj materyallerinin kullanımı ile ilgili kurallar:
1. Gıda maddelerinin konulduğu paslanmaz çelik dışındaki metal esaslı ambalajlar gıdanın özelliğine göre kalay, krom, kromoksit, alüminyum folyo, lak veya plastik ile kaplanmış olmalıdır. Kaplama maddeleri kaplanılan tüm yüzeylere homojen bir şekilde dağılmalıdır. Lak ve plastik kaplamalarda bu maddelerin özellikleri plastik maddelerin teknik özelliklerine uygun olmalıdır. Kalay miktarı en az 4.9 g/m2, krom miktarı en az 50 mg/m2 ve kromoksit miktarı en az 7 mg/m2 olmalıdır.
2. Kaplama maddelerinin bileşiminde, antimon, kadmiyum ve arsenik miktarı % 0,02 den, kurşun miktarı % 0,5 den fazla olmamalıdır.
3. Alüminyum folyo ve tüplerde alüminyum miktarı en az % 95 olmalıdır.
4. Metal kapların kalaylanmasında kullanılan kalayda arsenik bulunmamalıdır.
5. Metal ambalaj kapaklarında kullanılacak contalar, kapak kenarına homojen bir şekilde dağılmalı, kopma olmamalı, ısıl işlemlerden zarar görmemelidir. Contaların özellikleri de plastik maddelerin teknik özellikleri bölümüne uygun olmalıdır.
6. Asitli gıdaların ve içkilerin çinko ve çinko ile galvanize edilmiş kaplarla teması yasaktır.
Metal Esasli Ambalaj Materyallerinin Özellikleri
SAC: Çelik endüstrisinde üretilmiş çelik bloklar, valsler arasından geçirilken tavlanarak inceltilirler. 0.2-0.3 mm kalınlığında veya daha ince sac haline getirilirler. Elde edilen bant halindeki sac, temperleme valslerinden geçirilerek, bunlara hem bazı fiziksel özellikler kazandırılır hem de levhanın yüzeyi düzgünleştirilir. Bobin haline getirilen sac ya ergimiş kalaya daldırılarak yada elektrolitik yolla kalayla kaplanır. Kalayla kaplama nedeni dayanıklılık kazandırmaktır. Ancak kalay gerçekte korozyona tam olarak dayanıklı bir materyal değildir. Kalaylı tenekenin korozyona direnci ve kutu ile gıda arasındaki reaksiyonlar, kalay kaplama miktarı, kaplamanın eş düze olup olmadığı, çelik gövdenin bileşimi, gıdanın çeşit ve özelliği gibi faktörlere bağlıdır. Kalaylı tenekenin, çelik tipi, temper derecesi ve kalay miktarı olmak üzere üç önemli özelliği vardır.
a. Çelik tipi: Çelik sac hangi yöntemle ve ne miktarda kalayla kaplanırsa kaplansın elde edilen kalaylı teneke az veya çok gözenek içermekte ve böylece gıda maddesi bu noktalardan çelik gövde ile temas etmektedir. Bu nedenle çelik gövdenin bileşimi önem kazanmaktadır. Gıdaya uygun nitelikte çelik tipi seçilmelidir.
Çelik sac; mangan, karbon, fosfor, kükürt, silisyum, bakır, nikel, krom, molibden ve arsenik elementlerinden oluşmaktadır.Çelik tipi, çeliğin bileşiminde yer alan iz elementlerin miktarlarına göre farklı gruplara ayrılmaktadır.
L tipi; bakır ve diğer bazı element içerikleri diğer çeliklerden daha düşüktür. Korozyona en dayanıklı çelik türüdür.
MR tipi; L tipine benzese de iz element içeriği açısından daha az sınırlama yapılmıştır. Birçok gıdada kullanılmak üzere kutu üretiminde, kapak ve kapsül üretiminde kullanılmaktadır. Korozyona direnci orta düzeydedir.
MC tipi; fazla sertlik istenen kutuda kullanılır.
MS tipi; L tipine benzese de bakır içeriği daha fazladır.
Teneke üretiminde kullanılacak çelik tipinin içine konacak olan gıda maddesinin niteliğine, korozif etkisine göre seçilmelidir.
b. Temper derecesi: Kalaylı tenekelerde, danecik iriliği, gerilim sınırı, gerilim verimi, uzama verimi, toplam uzama, sertlik, eğilip bükülmeye direnç gibi değişik mekaniksel özelliklerin toplu olarak tanımıdır. Çeliğin temper derecesi esas olarak çeliğin bileşimi, tavlama ve valsten geçirme gibi üretim işlemlerine göre değişir. Temper derecesine göre tenekelerin kullanım yeri ve amacı değişmektedir.
c. Kalay kaplama işlemi ve kaplama miktarları: Çelik levhalar kalayla sıcak daldırma ve elektrolitik yöntem olarak iki şekilde kaplanabilmektedir.
Daldırma yöntemi: Temper valslerden geçirilmiş ve bu işlemle aynı zamanda yüzeyi düzgünleşmiş saclar, önce bir asit çözeltisi banyosundan geçirilerek temizlenir ve durulanır. Bunu izleyerek sac bant, içinde ergimiş kalay bulunan bir kalay kaplama ünitesine verilir. Kalay kaplama ünitesinde sac bandın, kalay içinde önce aşağıya, sonra yukarıya, ve dışarıya doğru hareketini sağlayan valsler bulunur. Ergimiş kalay içerisinden geçerken, belli miktarda kalayla kaplandıktan sonra dışarıya çıkan bant; yine valsler yardımıyla bir palmiye yağı banyosundan geçirilir. Böylece üretilmiş teneke, hava akımında soğutulur, temizlenir, parlatılır ve kusurları olup olmadığı saptanır. Kalaylanmış bant istenen boyutlarda kesilir ve sandıklar içerisinde ambalajlanır. Bu yöntemle tenekeler fazla miktarda kalayla kaplanmakta, yüzeydeki kalay miktarı oldukça tek düzelik göstermekte ve kaplama tabakası daha az gözenek içermektedir. Bu yöntemle üretilen tenekeler daha pahalı ve değerlidirler. Günümüzde bu yöntemle kaplama uygulaması azalmıştır.
Elektrolitik yöntem: Bant halindeki çelik levhanın temizlenmesi, kalayla kaplama işlemi, kaplanmış levhanın ısıtılması, yüzeyin passivasyonu ve yüzeyin yağlanması gibi işlemlerden oluşur. Çelik levha üzerinde oluşturulan kalay tabakası gerçekte çok stabil değildir. Bu nedenle üzerinde koruyucu bir oksit tabakası oluşturulmalıdır. Teneke yüzeyinde görülemeyecek kadar ince bir oksit filmi oluşturulmasına passivasyon denir. Passivasyon işlemi sonunda tenekenin yüzeyine, çok ince bir film halinde yemeklik sıvı bir bitkisel yağ uygulanır.
Bu açıklamalara göre kalaylı bir teneke; çelik gövde, demir-kalay alaşımı, saf kalay, oksit veya passivasyon filmi ve yağ tabakası olmak üzere 5 katmandan oluşur. Kalaylı tenekedeki her katmanın teneke niteliği üzerine etkisi vardır. Yağ filmi alttaki metalleri oksidasyondan, paslanmadan korur ve levhaların işlenmesi sırasında değdiği yüzeylerde kolaylıkla kayarak çizilmeleri önlenir. Oksit filmi ise alt tabakadaki çeşitli etkenlerden korur ve laklama ve litograf baskıyı izleyen fırınlama işleminde, teneke yüzeyinde leke oluşumunu önler.
Gıda maddesi kutuya doldurulduktan, özellikle ısıl işlem uygulandıktan hemen sonra, yüzeydeki yağ ve oksit tabakası kaybolur. Böylece gıda doğrudan pek dayanıklı olmayan kalayla temasa geçer. Kalay-demir alaşımı tabakası çeşitli etkilere karşı en dayanıklı tabakadır. Bu nedenle bu alaşım tabakası gıda ile çelik arasında asal bir denge olarak kabul edilir.
İçine konulacak gıda maddelerinin korozif özelliğine göre, çelik tipi nasıl farklı olarak seçilmekteyse; aynı şekilde her gıda için farklı miktarda kalayla kaplanmış teneke seçilmek zorundadır. Aynı şekilde gıdalarda, kalayla kükürdün reaksiyonunu önlemek üzere, laklanmış, üstelik kükürt absorbe eden bir lakla kaplanmış teneke kullanılmalıdır.
Kalaylı bir tenekede kalay, oksijen ve su bulunan ortamda, çeliğe karşı katot olarak davranmaktadır. Ancak oksijen bulunmayan koşullarda teneke gıda ile temas edince; kalay, çeliğe karşı genellikle anot olarak davranmaktadır. Korozyon olarak tanımlanan bu olay hem üreticiyi hem de tüketiciyi etkilemektedir.
Lak ve Laklama: Kutuyu korozyondan tam olarak korumak mümkün olmadığından kalay kaplama tabakasının ayrıca, organik bir maddeyle kaplanma zorunluluğu doğmaktadır. Bu organik kaplama maddelerine genel olarak
lak denir. Lak tabakası, kutunun metal yüzeyini gıda maddesinin bileşim öğelerinin etkisiyle oluşan korozyondan korumakla kalmaz, gıdaya metal bulaşmasını da önler. Metal bulaşmaları, kutu içindeki gıdanın, renk, aroma ve lezzetinin bozulmasına neden olur.
Çok değişik nitelikte, farklı amaçlara göre hazırlanmış laklar vardır (Tablo 2). Gıda maddesinin renk, lezzet ve diğer niteliklerine etki etmemeli ve gıda maddesinden etkilenmemelidir. Lak kutuya konan gıda ile uyum içinde olmalı, sterilizasyon sıcaklığına dayanmalıdır.
Laklar, doğal ve sentetik reçinelerden yapılmış organik kaplama maddeleridir. En yaygın olarak kullanılan lak grubu
oleoresin laklarıdır. Bu laklar doğal reçinelerle çabuk kuruyan yağlardan oluşmaktadır. Oleoresin laklarına ek olarak sentetik reçinelerden yapılmış bir çok lak bulunmaktadır. Bunların en önemlileri, fenolik, epoksi veya vinil reçine bazlı olanlarıdır.
Baskı Nedir?
Baskı; şekil, yazı, grafik ve resimlerin gerçeğine en yakın biçimde, bir yüzey üzerine çoğaltılarak ve hızlı aktarılması olarak tarif edilebilir.
Günümüzde en çok kullanılan baskı yöntemlerini şöyle sıralayabiliriz ;
TİPO
OFSET
FLEKSO
TİFDRUK (ROTOGRAVÜR)
SERİGRAFİ
Bu yöntemler içersinde Flekso baskı sisteminde son on yıl içersinde büyük gelişmeler kaydedilmiş, trikromik dialı işler
bir Tifdruk ve Ofset kalitesinde basılabilmiş ve bu sistemde kalıp hazırlamanın kolaylığı ve esnekliği nedeniyle birçok
kaliteli iş basımında Flekso sistem tercih edilir hale gelmiştir.
Tifdruk sistem ise kalıp hazırlamanın pahalı bir işlem olmasından dolayı ancak yüksek tonajlı ve kaliteli işler için
uygundur.Bu iki sistemin karşılaştırılması yapılacak olursa ana hatlarıyla şöyle verilebilir;
Flekso sistemde kullanılan klişenin hassasiyetine bağlı olarak solvent seçimi sınırlıdır.
Son yıllarda klişe materyallerinde elde edilen yeni gelişmeler ile kullanılabilen solventler oldukça çeşitlenebilmiştir.
Tifdruk sistemde solvent sınırlaması yoktur.
Flekso sistemde transfer önce Anilox'a oradan kalıba ve materyale olacak şekildedir.
Oysa Tifdruk'da direkt olarak klişeden materyale transfer vardır. Bu nedenle mürekkebin hazneden materyale ulaşma
zamanı Flekso sistemde daha uzundur. Bu süreç içinde mürekkebin kurumadan transfer olabilmesi için mürekkepler Tifdruk
mürekkebe göre daha yavaş kuruyacak şekilde formüle edilir.
Anilox : Flekso sistemde mürekkebi istenilen ölçüde kalıba taşıyan merdanenin ismidir. Son yıllarda dia baskılarının
flekso sistemde yapılması sebebiyle çok ince anilox merdaneler devreye girmiştir. Anilox merdaneler 60’lık, 120’lik,
200’lük vs. gibi sayılarla anılır. Rakam büyüdükçe anilox üzerendeki tiflerin sıklığı artar, derinliği azalır.
Bu nedenle transfer edilen mürekkep filmi inceldiğinden alınan renk şiddeti azalır. Bu tip ince aniloxlar için daha
konsantre mürekkepler hazırlanması gereklidir.
Korona : Baskı yapılacak malzemelerin yüzeyinin baskı yapılabilir hale getirilmesi yüzey geriliminin ayarlanması işlemidir.
Genellikle PE, PP, PVC gibi malzemeler için 36-38 dyn/cm korona uygulanır. Koronanın yüksek olması da düşük olmaması
kadar sorun yaratır.
Bloklaşma : Baskılı işin sıkı sarım, yüksek bombardıman, iki tarafı koronalı malzemeler ve sıcakta bekletilme gibi
nedenlerle baskı yapılmamış yüze transfer etmesi ve yapışması sonucunda oluşan, baskının kötü kokmasına da neden olan
bir problem.
Laminasyon : İki veya daha fazla malzemenin birbiriyle yapıştırılması işlemine laminasyon adı verilir. Laminasyonun amacı;
ambalajın içine konulan gıda maddelerinin bozulmasına neden olabilecek nem, ışık, gaz geçirgenliklerinin azaltarak
istenen korunmanın sağlanması ve tüketiciyi cezbedecek albeniyi elde etmektir.
TRİKROMİK BASKI : Basılacak, yazı, şekil, desen siyah beyaz ise, standart ya da özel bir renk taşıyorsa baskının
yapımı kolaydır. Klasik yolla fotoğraflanır. Kalıp oluşturulur. Mürekkep haznesine istenen renk konarak baskı alınır.
Ancak, basılacak malzeme bir renkli resim ise, ya da baskı işleminde değişik renkler söz konusu ise Trikromi baskı
gündeme gelir.
Önce orijinal kopya renk ayırım sisteminde analiz edilir. Sarı, magenta ve mavi renklerin analiz sonucunda hangi
bölgelerde ne yoğunlukta bulunduğu saptanır. Bu bilgilerle her rengin ayrı kalıbı oluşur. Bu kalıplar,
ayrı baskı ünitelerinde baskı materyali ile temasa geçer. Sıra genellikle önce sarı magenta sonra mavi şeklindedir.
Renk ayırımından alınan sonuca göre yoğunluğu farklı tramlar (Noktalar), zemin baskı üzerine tram zemin üzerine zemin
baskı şeklinde Trikromi baskı oluşur. Bu esasla harekat ederek en karmaşık renkli zeminler ve sanat eserleri
kopyalanabilmektedir. Sadece bu üç renk baskısı ile gri tonlar elde edilemez. Burada seriye siyah ünitesi
ilave edilerek sorun çözülür