İyi bir aydınlatma için, aydınlatmanın yeterli yeğinlikte olması tek koşul değildir. Bunun yanında, bir işyerinin aydınlatma düzeni başka koşulları da içermelidir. Bu koşullar şöyle sıralanabilir:
1. Kullanılan ışığın niteliği uygun olmalıdır : Uzmanlar, en iyi ışığın beyaz ışık (gün ışığı) olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle beyaz ışıktan, olanaklar elverdiğince yararlanmak gerekir. Gün ışığının yetersiz kaldığı durumlarda ve gece çalışmasında, gün ışığına benzeyen ışıklardan yararlanılmalıdır.
2. Aydınlatma tekdüze olmalıdır : Çalışılan yüzeyin her yanındaki aydınlatma düzeyi eşit olmalıdır. Tek düzelik sağlanmazsa, göz değişik aydınlatma düzeylerine kendini uyumlamak için çaba harcayacağından çabuk yorulacaktır. Tek düzeliği sağlamak için yaygın ışınlar veren ışık kaynaklan kullanmak ve bunları birbirine yakın yerleştirmek gerekir.
3. Aydınlatma durağan olmalıdır : Aydınlatmanın diğer bir koşulu durağan, yani sabit olmasıdır. Işık kaynağı titreşim yapmamalıdır. Titreşime, ışık kaynağının parlaklığındaki hızlı değişme sebep olduğundan, göz bu hızlı değişikliklere uyabilmek için aşırı çaba harcar ve çabuk yorulur. Akkor telli lambalar titreşim yapmazlar. Floresan lambaların ışınlarıysa, titreşim yaparlar. Bu titreşmeyi ikili veya üçlü bağlantılarla yok etmek mümkündür.
4. Aydınlatma göz kamaşmasına neden olmamalıdır: Işık kaynağının, göz kamaşmasına neden olmaması için, görme alanı içine düşen ışık kaynaklarının maskelenmesi gerekir. Bu maskelenmenin, lambayı tamamen kaplayacak biçimde olmasına özen gösterilmelidir.
Göz yorgunluğuna ve başarının düşmesine neden olan göz kamaşması maskelenmemiş, yüksek güçlü ışıkların yanlış yerleştirilmesinden kaynaklanır. Özellikle duyarlı görmenin gerektiği ince işlerde, göz kamaşması ciddi yakınmalara neden olur. Bir ışık kaynağının göz kamaşmasına yol açıp açmadığını anlamak için basit bir test uygulanır : Çalışma pozisyonundaki bakış doğrultusuna yerleştirilmiş bir eşyaya bakılır ve ışık kaynağı bir kartonla maskelenir. Eğer, bu durumda bakılan eşyanın ayrıntıları daha iyi seçiliyorsa ışık kaynağı göz kamaşması yapmıyor demektir.
Göz kamaşması, dolaylı ve dolaysız göz kamaşması olarak ikiye ayrılır. Dolaylı göz kamaşması, ışık kaynağından gelen ışınların parlak bir yüzeye çarparak yansıması ve bu yansıyan ışınların göze gelmesiyle oluşan kamaşmadır. Bunu önlemek için, ışık kaynaklarını tavana çok yakın yerleştirmemek, yaygın ışık veren ışık kaynakları kullanmak ve eşyaları mat renklere boyamak gerekir. Dolaysız göz kamaşması, doğrudan doğruya ışık kaynağından gelen ışınların gözde neden oldukları kamaşmadır. Örneğin, karşıdan gelen bir otomobilin farlarının yaydığı ışınların neden olduğu göz kamaşması,vb. gibi… Bu tür göz kamaşmasından sakınmak için ışık kaynağını, bakış çizgisinin 60° üstüne yerleştirmek gerekir. Ayrıca yaygın ışık veren ışık kaynaklan kullanmak ve bunları maskelemek yararlı olur.
5. Çalışılan yüzeye gölge düşmemelidir : Çalışılan yüzeyde görmeyi güçleştirecek aşırı gölgelerin oluşmaması için ışık kaynaklarının doğru yerleştirilmesi, ayrıca ışık kaynaklarının ışığın bir kısmını tavana ve duvarların üst bölgelerine dağıtacak türde lambalıkların içine konması gerekir.
Göz Kamaşmasını Saptamaya Yarayan Basit Bir Test
Bir malzemenin üzerine düşen ışığın geliş doğrultusunu değiştirerek, bazı kısımların daha kesin hatları ile görünmesini sağlamak ya da bazı kısımların göz alıcı, keskin görüntüsünü matlaştırmak mümkündür. Gölgeleme olarak bilinen bu işlem, endüstride ve özellikle kalite kontrol hizmetlerinde detayların görülmesini kolaylaştıran bir yaklaşımdır. Burada amaç, normal koşullarda çok iyi görülemeyen yüzeylerin daha iyi aydınlatılması ve ortam ışığında parlayan yüzeylerin gölgelendirilerek, netlikle görülmesini ve incelenmesini sağlamaktır.
Yöresel aydınlatma amacıyla, masa ve tezgahların aydınlatılmasında kullanılan ışıklıklarda, gerekli olan tüm elektriksel güvenlik önlemlerinin alınması gerekir.
İyi bir aydınlatma önerileri
Aydınlanma düzeni odanın genişliğini, dekorasyonu, en önemlisi mekanın kullanım fonksiyonlarını etkileyen çok önemli bir detaydır. Doğru bir aydınlatmayla evinizde veya ofisinizde daha keyifli ve daha verimli saatler geçirebilirsiniz. Işığın yoğunluğunu odanızın büyüklüğüne göre belirleyin. Eğer odanız büyükse daha fazla ışığa ihtiyaç duyarsınız. Aydınlatmada odanızın tavan yüksekliği ve büyüklüğü önemlidir. Alçak lambaderler ve sarkıtlar ışığı aşağı doğru verir ve yüksek tavanınızı daha alçak gösterir. Tavandan aydınlatma ise dar olan odanızı dikey ve yüzey olarak vurgulayarak daha geniş görünmesini sağlar. Oturma odaları genellikle televizyon seyretmek, kitap okumak, rahatlamak, müzik dinlemek ve eğlenmek için kullanılır. Bu yüzden odada içinde bulunduğunuz ruh durumuna göre ışık kombinasyonu yaratabileceğiniz hareketli aydınlatmalar kullanabilirsiniz.
Kitap okurken, çalışırken ihtiyaç duyulan ışık kişiden kişiye değişebilir. Bu nedenle aile bireylerinin farklı ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalısınız. Parlak yoğun bir ışıktan daha soluk bir ışığa girmek ya da tam tersi durum gözlere rahatsızlık verir.Bu yüzden odalar arasında aynı ton ışığı kullanmak faydalı olacaktır.
Aydınlatma planı yaparken öncelikle odanın planını çizin
şömine pencere gibi taşınamayan eşyaların ışığını en son belirleyin. Uzanmak , kitap okumak için kullandığınız büyük koltuğunuz varsa, önce koltuğu yerleştirin sonra ışık durumunu ayarlayın. Kitap okuyacaksanız mutlaka ışığınızın yandan gelmesini sağlayın. Genellikle yüzümüz televizyona doğru otururuz ya da sohbet için başka koltuğun karşısına. Bu durumda ışığın gözünüzü kamaştırmayacak şekilde olmasına dikkat edin. Tablo, heykel gibi odada daha göze çarpar hale getirmek istediğiniz bir obje varsa, onu aydınlatmadan önce bulunduğu alandan alın ve ışığı boş alana verip deneyin.