O parmak sayısı kadar kitabın defalarca bayıla bayıla okunduğu döneme… Resimli kitaplar okumak istiyor o zamanın çocukları, ama masallar bile siyah beyaz ve resimsiz düz anlatımlı basılıyor o dönemde. Babalarının bir önceki yıl kullandığı ajandaya gazete, dergi, kartpostallardan kesilen resimler yapıştırılıyor ve resimli kitap yapıyor kendine, rengarenk kitabı olsun isteyen çocuklar. İşte tam da o zaman karar veriyor annelerinin kitap okuma aşısını daha bebeklikten itibaren tekrar tekrar yaptığı çocuklar KİTAPÇI olmaya.
Sekiz yıldır basılmış sayısız dergi kitap bebeğe, çocuğa, yetişkine, yaşlıya hizmet götürmenin hazzını yaşatıyor. Tıp doktorları okuyor en değerli kitaplarını, hem hekim hem de hasta eğitimine katkı sağlıyor ya; kitapçılığın daha faydalısı olur mu dedirtiyor.
Haz bu noktada, vicdan rahat, onore seviyesi dorukta ama can yine de çocuk kitapları çekiyor. Hazır aileye de 2 yeni dinozor katılmışken, günün çocuklarına en büyük armağanı vermek için doğuyor Yeşil Dinozor.
Hayalleri büyük Yeşil Dinozor’un; anneler babalar kendi sesleriyle kitaplar da okusunlar onlara istiyor. Bilgisayar ya da televizyon ekranından değil, birlikte yere uzanarak kitaplardan göstersinler yavrulara treni, vapuru, hipopotamı istiyor. Bebekken birlikte çevrilecek kitap sayfasının gelecekte onların kitap dostu olmasına çıkan basamak olduğuna inanıyor Yeşil Dinozor.
Bebeklere, çocuklara rengi, şekli, masal dünyasını, macerayı, duyguyu kitaplardan koklatmak istiyor Yeşil Dinozor.
Yeşil Dinozor yeniden hayatta, artık hiçbir yere gitmiyor.
Bir yokmuş… bir varmış…